Koç Kuleleri
Korucuoğlu Mimarlık Ankara’da Eskişehir Yolu üzerinde bulunan Koç Holding’e ait kuleleri anlatıyor:
Ankara’nın önemli ticaret merkezi olan Eskişehir yolu aksında; şehrin sembolü olması hedeflenen bir ofis projesiydi. Bulunduğu konum itibari ile yapı hem Eskişehir yolundan hem de Söğütözü Caddesinden cephe alarak; Çukurambar aksını ve Eskişehir Yolu aksını birbirine bağlamaktaydı. Şehrin bu gelişmekte olan iki önemli aksının kesişiminde ortaya çıkan”bulutlara ulaşmak arzusu” ;bu proje ile somutlaştırılmıştır. Bu somutlaştırmada ve yapının mimari konseptinin oluşturulmasında şehrin durmaksızın hareket halinde olan bu iki aksı büyük bir etkendir. Yapının etrafında bulunan sürekli akışkanlık ve hız kavramları; yapının biçimlenişinde bir tezatlık ile karşılanarak, yapıya daha dingin ve net algılanabilir bir form verilmiştir. Sonuçta yapı etrafında bulunan bu karmaşadan sıyrılarak; nazik bir tavırla kendini var etmiş ve altta bulunan bazasını bir sergi platformu gibi kullanarak heykel vari bir görünüm kazandırılmıştır.
Binanın mimari plastiğini oluşturmak ekibin üzerinde durduğu önemli bir konuydu. Çünkü yapı; malzemesi ve duruşuyla bir merkez nokta olmalıydı. Bu amaçları karşılayabilecek olan yapı son derece narin, bir o kadar da gösterişli ve heybetli olmalıydı. Bu fikirler ışığında yapı tasarlanırken hep iki kule yapılması üzerinde duruldu. Bir bütünden ayrılmış iki eş parça kabul gören fikir oldu.
Birbirini tamamlayan ve güçlendiren 2 kuleden oluşan ofis bloğunun tasarımı bu şekilde gerçekleştirildi. Cephesi 30,000 m² panel cam sistemi ile çevrelenmiştir. Bu paneller yapının dışa bakan ve birbirine bakan kısmında farklılaştırıldı. İç köprüler ve iç yüzeyde daha şeffaf hale getirilen yapının algıda bir bütünü hissettirmesi amaçlandı. Bunun yanında yapı değerli bir taş gibi güçlü ve etkin olmalıydı. Çünkü bu bulunduğu konum ve sahip olduğu mimari plastiğin bir gereğiydi. Bu yüzden yükselen kütleler minimum çapta tutularak ve kısmen yere bastırılarak; alttaki bazasından güç alan bir görsellik yaratıldı.
Yüksek blokların tasarımında takınılan yenilikçi üslup yapının bütününe de yayıldı. Yapıya yaklaşımı kolaylaştırmak ve kullanıcılara davetkar bir duruş sergilemek için yapı arsa içerisinde geriye çekildi. Bu çekilme sonucu yapının önünde çeşitli etkinliklerin yapılabileceği sosyal bir meydan oluşturuldu. Bu kullanıcı bazlı sosyal tavır alt katlarda bulunan alışveriş merkezine de taşınarak, kapalı alışveriş merkezlerinden farklı bir alışveriş deneyimi sunan cadde mağazalar kurgulandı. Bu kurguyu desteklemek amacıyla yol kotundan rampa ile ulaşılan ikinci bir zemin oluşturuldu. Bu zeminde mağazaların yanı sıra geniş teraslara sahip kafeler tasarlandı.
Yapı girişleri olabildiğince zarif bir tutum ile tasarlandı.Zemin katta; ana yol ile arka sokak arasında bağlantı kurmak amacıyla düzenlenen iç sokaktan ofis kulelerine giriş alındı. Aynı zamanda yapılar arasında kurgulanan köprüler ile iki kule arasında geçiş sağlandı. Bu geçişlerde ofis çalışanlarının kullanması amacıyla kat bahçeleri oluşturuldu. Yaklaşık 180 adet ofis ve çok sayıda toplantı salonunun bulunduğu kulelerin çatısında katlar geri çekilerek yeşil teraslar oluşturuldu. Cepheler için seçilen malzemelerle enerji tasarrufu amaçlandı.
Yapıda tasarlanan kat bahçeleri, kullanıcıları doğa ile buluştururken aynı zamanda çalışanların birbiriyle sosyal iletişime girebilmesine imkan yaratmaktadır. Bina tasarımında iklimden ve doğal koşullardan en üst düzeyde yararlanılmaya çalışılmıştır.
Gerek dış gerekse iç mekanlarda, yaşam ve çalışma atmosferine olumlu etki sağlayan malzeme, renk, hava gibi kriterler göz önünde bulundurulmuştur.
arkiv.com.tr